Gelecek Partisi'nden Keskinel: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Demokrasiye Zarar Verdi!

Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Engin Keskinel, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin Türkiye'deki demokratik yapıları zayıflattığını, Meclis'in denetim yetkisinin azaldığını ve liyakat ilkesinin göz ardı edildiğini ifade ederek "Güçlendirilmiş parlamenter sistem" önerisinde bulundu.

Gelecek Partisi'nden Keskinel: Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Demokrasiye Zarar Verdi!

Gelecek Partisi İletişim Başkanı ve Genel Başkan Yardımcısı Engin Keskinel, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin Türkiye'deki demokratik yapıya olumsuz etkilerini kamuoyuyla paylaştı. Keskinel, yazılı bir açıklama gerçekleştirerek, bu sistemin vaat edilen istikrar ve hızlı karar alabilme hedeflerine karşın, demokrasi için gerekli denge ve denetim mekanizmalarını zayıflattığını dile getirdi.

2018 yılında yürürlüğe giren ve “Türk tipi başkanlık sistemi” olarak adlandırılan bu modelin, demokrasinin temel ilkeleri olan kuvvetler ayrılığı, hukukun üstünlüğü ve hesap verebilirlik açısından önemli sorunlar yarattığını vurgulayan Keskinel, mevcut sistemin Türkiye'yi otoriter bir rejime yönlendiren bir duruma soktuğunu belirtti. Çeşitli uluslararası endekslerle raporlarının da bu durumu net bir şekilde ortaya koyduğunu ifade eden Keskinel, TBMM’nin yürütme üzerindeki denetim yetkisini kaybettiğine, liyakat ilkesinin zayıfladığına ve siyasi partilerin bağımsız karar alma yeteneklerinin azaldığına dikkat çekti. Keskinel, Türkiye'nin yeniden demokratik standartlara dönebilmesi için güçlendirilmiş parlamenter sisteme acilen geçmesi gerektiğini vurguladı.

“2017 Anayasa değişikliği referandumu ile kabul edilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, 2018 yılında yürürlüğe girerek Türkiye'nin parlamenter sistemden başkanlık benzeri bir yönetime geçişini sağladı. Resmi açıklamalarda, bu değişikliğin amacı olarak yönetimde istikrarın sağlanması, bürokratik engellerin azaltılması ve hızlı karar alma mekanizmalarının oluşturulması gösterildi. Ancak geçen yıllar, bu sistemin vaat ettiği hedeflerden ziyade, demokratik kurumların işleyişini olumsuz etkileyen sonuçlar doğurduğunu ortaya koymuştur.”

ULUSLARARASI ENDEKSLER VE GERİLEYEN DEMOKRASİ GÖSTERGELERİ

Keskinel, uluslararası kuruluşların verilerine atıfta bulunarak şu şekilde değerlendirmede bulundu:

“Freedom House’un 2024 'Freedom in the World' raporuna göre Türkiye, 33/100 puan ile 'özgür olmayan' kategorisinde yer alıyor. 2025 raporunda, hükümetin işleyişi üzerindeki Cumhurbaşkanının baskısı ve yasama-denetim yetkilerindeki zayıflama, demokratik değerlere dair ciddi gerilemeleri göstermektedir.”

“V-Dem’in Seçim Temelli Demokrasi Endeksi'ne göre 2023 yılı puanı 0.287 olup, dünya ortalamasının (0.498) oldukça altındadır. Bu durum, seçim süreçlerinde güvenlik, rekabet ve özgürlüğün ciddi şekilde azaldığını göstermektedir.”

“V-Dem’in Liberal Demokrasi Endeksi'nde ise Türkiye'nin puanı 0.113 olup, dünya ortalaması 0.385 düzeyindedir. Bu seviye, hukukun üstünlüğü ve bireysel özgürlükler açısından önemli bir gerilemeyi işaret etmektedir.”

“Economist Intelligence Unit’in 2024 Demokrasi Endeksi’nde Türkiye, 'otoriter rejimler' kategorisinde yer almakta ve puanı yalnızca 0.25 seviyesindedir. İlginçtir ki bu dönüşüm, halkın desteği ile gerçekleşmiştir.”

MECLİS VE KURUMLARIN GÜÇ KAYBI

“Sistemin en belirgin sonuçlarından biri, TBMM’nin yürütme üzerindeki denetim gücünün önemli ölçüde azalmasıdır. Parlamenter sistemde hükümet Meclis içinden çıkar ve ona karşı sorumludur. Meclis, gensoru, güvenoyu ve soru önergeleri gibi araçlar vasıtasıyla yürütmeyi denetlerdi. Ancak yeni sistemde, Cumhurbaşkanı hem devletin hem de yürütmenin başı konumuyla, yasama ile yürütme arasındaki klasik parlamenter ilişki ortadan kalkmıştır.”

“Meclis’in yürütmeyi denetleme araçları da kısıtlanmıştır. Örneğin, gensoru mekanizması kaldırılmış olup, yazılı soru önergeleri sadece bakanlara yöneltilebilecek şekilde sınırlandırılmıştır. Cumhurbaşkanının kararname yetkisi, TBMM’nin yasama alanındaki rolünü gölgede bırakmaktadır. Sonuç olarak, TBMM, halkın temsilcilerinin yürütme üzerinde gerçek anlamda etkili bir baskı unsuru olma yeteneğini büyük ölçüde kaybetmiştir.”

LİYAKAT ZAFİYETİ VE KURUMSAL TAHRİBAT

“Sistemin bir diğer ciddi sonucu, liyakat ilkesinin gitgide zayıflaması ve atamalarda Cumhurbaşkanının keyfi kararlarının belirleyici hale gelmesidir. Bakanlar, bürokratlar ve üst kademe kamu görevlileri sıklıkla gece yarısı çıkarılan Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile görevden alınmakta veya atanmakta; bu durum, kurumsal kararlılığı ve profesyonelliği tehdit etmektedir.”

PARTİ İÇİ DEMOKRASİNİN GERİLEMESİ VE SİYASAL KATILIMDA AZALMA

“Siyasi partiler, halkın taleplerini karar alma süreçlerine taşıyan temel oluşumlardır. Ancak mevcut sistemle birlikte iktidar partisinin liderine mutlak bağımlılık söz konusu olup, parti içi demokrasi gerilemiştir. Milletvekilleri ve parti teşkilatlarının bağımsız karar alma yetenekleri oldukça azalmıştır. Muhalefet partileri ise sistemin yapısından ötürü yürütme üzerinde etkili bir denetleme yapamamaktadır.”

“Bu durum, siyasetin toplumla olan bağını zayıflatmakta ve vatandaşların siyasi katılım isteğini düşürmektedir.”

KUVVETLER AYRILIĞI VE YARGI BAĞIMSIZLIĞI SORUNU

“Demokrasinin en temel ilkelerinden biri olan kuvvetler ayrılığı, bu sistemde pratikte zayıflamıştır. Yasama, yürütme ve yargı arasındaki denge yürütmenin lehine bozulmuştur. Cumhurbaşkanının bir siyasi partinin genel başkanı olması, yürütme ile yasama arasındaki sınırları belirsiz hale getirmiştir. Bu durum, farklı görüşlerin temsilini engellemektedir.”

“Aynı zamanda yürütmenin yargı üzerindeki artan etkisi, hukukun üstünlüğü ilkesine zarar vermektedir. Demokratik rejimlerde hesap verebilirlik esastır fakat sistemin yapısı, yürütmenin hesap verebilirliğini kısıtlamaktadır. Bu da halkın devlet yönetimine olan güvenini sarsmaktadır.”

SANDIKTA ONAY AMA DEMOKRASİ GERİLİYOR

“Diğer yandan, Türkiye'de 2018 seçimlerinde katılım oranı %86,2, 2023'te ise %87,0 olarak kaydedilmiştir. Bu yüksek oran, vatandaşların siyasi sürece olan ilgisinin devam ettiğini ve mevcut sistemin iki kez sandıkta onaylandığını göstermektedir. Önemli bir sosyolojik gerçek de, vatandaşların bu sistemde iki kez oy kullanarak aslında sistemi onayladıklarının işareti olduğu. Bu nedenle, parlamenter sisteme dönüş talebi toplumun geniş kesimlerinde güçlü bir şekilde dile getirilmiyor. Ancak bu durum, sistemin demokratik standartları zayıflattığı gerçeğini değiştirmemektedir.”

ÇÖZÜM: GÜÇLENDİRİLMİŞ PARLAMENTER SİSTEM

“Türkiye'nin demokratikleşme hedefine ulaşması için en uygun yönetim biçimi, güçlendirilmiş parlamenter sistemdir. Bu sistem, yasamanın yürütme üzerindeki denetimini yeniden güçlendirecek, liyakat ilkesini kurumlarda hakim kılacak ve kuvvetler ayrılığını sağlam temellere oturtacaktır. Ayrıca, halkın temsil hakkını etkin bir şekilde koruyarak siyasi katılımı artıracaktır.”

“Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, hızlı karar almayı ve istikrar sağlamayı vaat etmesine rağmen, uygulamada demokratik kurumların güçsüzleşmesine, TBMM’nin ve siyasi partilerin etkinliğinin azalmasına, demokratik denge ve denetim mekanizmalarının zayıflamasına yol açmıştır.”

“Sonuç olarak bu durum, Türkiye'nin demokrasi standartlarını geriletmekte, kuvvetler ayrılığını ve hukukun üstünlüğü ilkelerini tehdit etmektedir. Kuvvetler ayrılığı, hukukun üstünlüğü ve liyakat ilkesinin güçlendirilmesi; basının özgürleşmesi ve yargının bağımsızlığa kavuşması ile mümkün olacaktır.”

“Özellikle basın yayın organları, iktidarın baskısı altında olmamalı, muhalefete ambargo uygulamadan farklı bakış açılarına yer vermeli ve halka özgürce haberler sunmalıdır. Aksi takdirde, Türkiye'nin demokrasi standartları her geçen gün daha da gerileyecektir.”

“Demokratik kurumların güçlendirilmesi, halkın temsil hakkının etkin bir şekilde korunması ve yürütmenin hesap verebilirliğinin artırılması, Türkiye'nin yeniden demokratik standartlara yaklaşabilmesi için zorunludur. Uluslararası endeksler ve seçim verileri, mevcut sistemin demokratik standartları zayıflattığını ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçişin, Türkiye'nin demokrasi puanlarını iyileştirme potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir.”